Aile Kurma ve Eş Seçimi

Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi

ÖZET

İnsan yaşamında verebileceği en önemli kararlarından biri de eş seçimidir. İnsan seçtiği kişiyle gelecek yaşantısını şekillendirir. Başarılı bir eş seçimi sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir evliliğe götürmektedir. Aslında evlilik bir bilim ve sanattır. Evlilik kararını vermeden önce kişinin göz önünde bulundurması gereken bazı kriterler vardır. Bu kriterleri dikkate alarak mutlu bir geleceğe adım atılmış olur. Yapılan araştırmalar sonucu eş seçiminde önceliklerin farklılaşması cinsiyete göre değişmektedir.

Evlilik insan yaşamında yeni bir başlangıcı simgelemektedir. Bu durum aynı zamanda bir aidiyet duygusu, bütünleşmeyi de içermektedir. Bu aşamada kadın ve erkek kendi ailesinden ne gördüyse, öğrendiyse model alarak kendi evliliğinde de uygulamaktadır. Bu araştırmada eş seçmede önceliklerin ne olduğu ve eş seçimi yaklaşımlarının olması amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Aile, Eş seçimi

GİRİŞ

Evlilik; iki yabancı bireyin farklı değerler, kısmen ya da tamamen farklı kültürlerle ve iki ayrı aile ile bir araya geldikleri ve kendilerini yeniden tanımladıkları, özel bir birliktelik olarak tanımlanabilir. Kısaca evlilik, kişinin yaşamında yaptığı yepyeni başlangıçtır. Ailenin toplumsal yapının temelini oluşturduğu göz önünde bulundurulduğunda, evlenme süreci de önem oluşturmaktadır. Evlilik, bir kadın ve bir erkeğin karı-koca rollerini üstlenerek yaşamlarını birlikte geçirmek ve soylarını yasaların koruduğu bir kurum içerisinde isteğe bağlı olarak çocuklar dünyaya getirerek sürdürmek üzere oluşturdukları bir ilişkiler sistemidir.

Kişinin evlenmeye karar vermesi ve eşini seçmesi, yaşamı boyunca aldığı kararlardan en önemlisidir. Eş seçimi rastgele bir süreç değil ciddi bir karardır (Canel, 2012). Birey, bundan sonraki hayatını kiminle geçireceğini, yeni sorumlulukları, gelecekteki yaşantısını belirler.

Eş seçimi kararını vermeden önceki ilk adım, bireyin kendini tanıması, keşfetmesi ve kendinin farkında olması gerekir. İkinci adım olarak karşısındaki kişiyi tanımak olmalıdır. Evlenme kararı alınmadan önce kişiler toplumsal bakış açıları, sahip oldukları değerler, hayat görüşleri, siyasi fikirler ve aile yapılarındaki uyumu göz önünde bulundurmalıdır. Evlilikler bir seçim sonucunda meydana gelmektedir. Kişiler evlenecekleri kişiyi seçerken “benzerlik ilkesi” ya da “bütünleme ilkesi” göre seçim yaparlar. Benzerlik ilkesine göre belirli bir grup etnik köken, yaş, din, eğitim durumu, kişilik, toplumsal sınıf gibi benzerlikleri göz önünde bulundurarak hareket ederler. Bu ilkeye göre benzerlikler birbirine çekmektedir. Bütünleme ilkesine göre kişiler eşlerini seçerken özellikle kişilik bakımından farklı buldukları ve tamamlayıcı olduğuna inandıkları kişiyi seçimine dahil ederler (Gülçiçek, 2019).

Eş Seçiminde Göz Önünde Bulundurulan Faktörler

Kişisel Özellikler: Hem erkeği hem de kadını etkileyen özellikler arasında kişisel özellikler de mevcuttur. İlk olarak dikkat edilen nokta enerji, canlılık, espri yeteneğinin olması, nezaket ve üretici yeteneğinin olmasıdır. Yapılan birkaç araştırmaya göre üniversite öğrencilerinin eş seçimi kriterleri incelendiğinde kişisel özellikler en yüksek değere sahiptir. Ayrıca duygusal arkadaşlığı olan üniversite öğrencileri kişilik özelliklerine daha fazla önem verdiklerini ifade etmiştir.

Fiziksel Özellikler: Her iki cinsi de etkileyen özelliklerden bir diğeri de fiziksel özelliklerdir. Temelde baz alınan kriter boy ve kilo olmaktadır. Yalnız çekicilik konusu yaşa göre değişiklik göstermektedir. Bireyler genel olarak ilk başta fiziksel özellikleri göz önünde bulundurularak etkilenmektedir. Kişilerin karşı cinsle etkileşime geçip geçmemesini etkileyen temel nokta dış görünüştür.

Yetişme Tarzı: Bireylerin kişilik gelişimindeki en önemli nokta yetiştirime tarzıdır. Aile içi etkiletişimin olması, aile içi rol ve görevlerin eşit şekilde dağılması, sağlıklı bir ortamda büyüme, kişisel ihtiyaçların karşılanması gibi alışkanlıkların aile ortamında kazanılması gereken davranışlardandır. Ailenin en temel görevi bireyi hayata hazırlayacak rolleri kazandırmasıdır. Ailenin yardımıyla bireyin sosyalizasyon sürecinde benlik ve kimlik yapıları oluşmaktadır.

Eğitim Düzeyi: Bireylerin eş seçimindeki kriterlerden biri de eğitim düzeyidir. Evlenecek bireylerin eğitim düzeylerinin birbirine benzemesi eş seçiminde önemlidir. Eğitim düzeyine önem verilmesinin sebebi eşler arasındaki eğitim farkı zamanla evlilik içerinde huzursuzluklara sebep olabilmektedir. Eşlerin benzer eğitim düzeylerine sahip olması bireylerin birbirleriyle uyumu, yakınlığı, kültür ve inançları da olumlu yönde etkilenmektedir.

Yapılan araştırmalara göre kadınlar eğitim düzeyini erkeklerden daha çok ön planda tutmaktadır.

Sosyo-ekonomik Özellikler: Bireylerin sahip olduğu ekonomik ve sosyal özellikler bireyin evlilikten beklentileri şekillendirmektedir. Eşlerin birbirine benzer sosyo-ekonomik durumlarının olması aile arasındaki uyumu kolaylaştırmaktadır. Ailelerin uyumu eşleri de olumlu yönde etkilemektedir.

Yaş: Eş seçimi için yaş oldukça önemli bir kriterdir. Kadın ve erkeklerin yaşla beraber üreme de etkilenmektedir. Kadınların üremeleri doğrudan etkilenirken, erkeklerin üremesi dolaylı yoldan etkilenir. Ayrıca kadınların verimli üremesi yaşla birlikte azalmaktadır.

Yapılan birçok araştırmaya göre erkekler genelde kendilerinden yaşça küçük kadınları verimli üremeden dolayı tercih etmektedir.

Aile ve Yakınlarının Etkisi: Çocukluk dönemlerinden başlayarak cinsiyet rollerinin gelişmesinde ailenin etkisi büyüktür. Geleneksel cinsiyet davranışları anne-baba tarafından çocuklara aktarılmaktadır. Ergenlik döneminden itibaren ise benlik yapısının oluşmasında arkadaşlar etkili olmaktadır. Yetişkinlik döneminde bireyler eşini seçme konusunda aile ve yakınlarının düşünce ve tutumlarından etkilenmektedir.

İdeolojik ve Dini Görüşler: Eş seçimi yaparken genellikle bireyler kendi dinlerine mensup ve ideolojik görüşlere benzer kişileri seçmektedir. Eşlerin dini farklılıkları evlilikteki huzuru etkilemektedir. Farklı dine ve ideolojik görüşe sahip bireyler evliliklerinde çocuklara nasıl bir eğitim verebilecekleri konusunda sıkıntılar yaşamaktadırlar. 1991 yılında üniversite öğrencileriyle yapılan bir araştırmada öğrencilerin %51’i eş olarak seçecekleri kişilerin ideolojik görüşüyle benzer olmasını tercih etmişlerdir.

Irk ve Kültür Farkları: Bireyin ait olduğu sınıf, ırk ve kültür evleneceği kişiyi büyük ölçüde etkilemektedir. Bireyler genellikle ırk, kültür ve etnik köken olarak benzer kişileri tercih etmektedir (Gülçiçek, 2019).

Eş Seçimine Dair Kuramsal Yaklaşımlar

Psikodinamik Yaklaşım: Freud’a göre çocukların anne-babalarına karşı duyduğu hisler önem taşımaktadır. Eş seçiminin belirlenmesinde psikoseksüel gelişim dönemlerinde, çocukluk dönemlerinden kalma saplantılar olabilmektedir. Kadınların ebeveynlerinden ayrılamama, eş seçimi yapamamaları, anne babalarından ayrılma söz konusu olduğunda suçlu hissetmeleri, ebeveynlerine bağımlılık göstermeleri, cinsellikten kaçınmaları, fallik dönemden kalma saplantıları göstermektedir.

Uyaran-Değer-Rol Yaklaşımı: Uyaran dönemi hem kadının hem erkeğin ilk kez birbirini gördüğü, tanıştığı ve birbirine dair ilk izlenimlerin olduğu bir süreçtir. İlk izlenim bireyin dış görünüşü, zihinsel ve sosyal özellikleridir. İlk izlenimin olumlu olmasından sonra ikinci döneme geçer. Değerlerin Karşılaştırılması ikinci dönemdir. Bu dönemde kadın ve erkek; ilgi, tutum ve inançların birbirine uyumu test edilmektedir. Bu konudaki izlenimler sözlü olarak birbirine aktarılır. Rol son dönemdir. Rol dönemi sırasında eşler birlikteliklerinde birbirlerini tamamlayıcı ve birbirlerine uygun rollerinin olup olmadığı belirlenmektedir. Bu üç dönemin sonunda eş seçimi tamamlanmış olur.

Toplumsal Yapı Yaklaşımı: Toplumsal yapı yaklaşımına göre davranışlardaki cinsiyet farklılıklarının sebebi, kadın ve erkeğin toplumda farklı rollere sahip olmasıdır. Toplumsal yapı daha çok erkeklere refah, statü ve güç vermektedir. Bu özellikler doğrultusunda erkekler daha baskın rolleri benimsemektedir. Kadınların daha az güç ve statüye sahip olmaları onları daha itaatkâr kılmaktadır. Erkekler eş seçiminde herhangi bir özelliği önemserken, kadınlar bu özelliği göz önünde bulundurmamaktadır. Bu yaklaşım eş seçimindeki cinsiyet farklılıklarını açıklamaktadır.

Ortak, Zıt ve Bütünleme Özellikler Yaklaşımı: Ortak özellikler yaklaşıma göre bireyler eş seçme aşamasında kendilerine benzer özellikleri olan bireyleri seçmek gerekmektedir. Bu yaklaşıma göre kişiler eğitim, yaş, ekonomik düzey, dini inanç, etnik köken açısından büyük ölçüde birbirine uyum sağlamaktadır. Eş seçiminde evlenecek kişilerin birbirleriyle benzer kriterlere sahip olması evlilikteki huzur ve mutluluğu olumlu yönde etkilemektedir. Zıt özellikler yaklaşımına göre eş seçiminde tarafların birbirinden zıt kriterlere sahip olmaları gerekmektedir. Bütünleme yaklaşımına göre eşlerin kişilik yapısı açısından farklı ancak birbirlerini tamamlayıcı özellikleri olmalıdır.

Gelişimsel Yaklaşım: Gelişimsel yaklaşımına göre eş adaylarının sosyal nitelikleri ve kişisel özellikleri filtrelenmektedir. İlk filtre eş adayları sosyal nitelikteki benzerlikten yola çıkmaktadır. Eş adayları ırk, din, etnik köken ve yaşa göre sınıflandırma yapmaktadır. Bu sınıflandırmaya uymayan adaylar filtreden çıkarılmaktadır. İkinci filtrede eş adayının değerler açısından uyup uyulmadığına dikkat edilmektedir. Bu aşamada çiftlerin yaşam amaçları, değerleri ve ilgileri açısından uyum sağlanması beklenmektedir. Üçüncü aşamada ise ihtiyaç tamamlama özelliği dikkate alınmaktadır. Filtre kuramına göre en önemli kriter başlangıçtaki çekiciliktir. Eş adayları filtreden geçme durumunda ileri evreye gidilmektedir.

 

Evrim Yaklaşımı: Evrim yaklaşımına göre kadınlar ve erkekler eş seçimi konusunda farklı yöntemler oluşturmak zorunda kalmaktadır. Bu yöntemle erkekler verimli olan kadınlarla birleşerek soylarını devam etmektedir. Kadınlar ise kendilerine ve çocuklarının gereksinimlerini karşılayacak erkeklerle eş olmuşlardır. Kadınlar sosyo-ekonomik durum, başarı, hırs, gücü önemserken, erkekler fiziksel çekiciliğe önem vermişlerdir.

Sosyal Yaklaşım: Sosyal yaklaşıma göre kadınlar ve erkekler cinsiyete özgü düzen ortaya koydukları için farklı sosyal roller meydana gelmektedir. Cinsiyet farklılıklarında sosyal yapı oldukça önemlidir. Farklı roller oluşturulduğu için kadınlar ve erkekler bu rollere psikolojik olarak konsantre olmaktadır.

Mübadele Yaklaşımı: Mübadele yaklaşımından olan “eşitlik kuramı” ilişkide eşlerin girdileri ve çıktıları arasındaki dengeye odaklanmaktadır. Sonuçlar girdi ve çıktılardan kalan ödüllerdir. Eşler, sonuçların eşit olmadığı ilişkide mutsuz olmaktadırlar (Gülçiçek, 2019).

Sonuç

Yapılan araştırmalara göre seçim ve farklılaşma cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Erkekler soylarının devamı için doğurganlık oranının fazla olduğu verimli kişileri tercih ederler. Bu sonuçla seçecekleri kişilerin fiziksel özelliklerine ve sağlık durumlarına çok önem verirler ve seçimlerini bu yönde gerçekleştirirler. Kadınlar ise kriterleri arasında sosyo-ekonomik durumu iyi olması, romantiklik ve çekicilik vardır.

 

Evlilik kararı veren bireylere evlilik öncesi, eş seçimi ve aile kurma ile ilgili bilgilendirici ve farkındalığa yönelik eğitimlerin verilmesi önemlidir. Evlilik ile kurulan aile kurumunun mutluluğu, devamı ve aile içi etkileşim, eşitlik ve demokratik sürdürülebilirliği için eşlere güçlendirici, eğitici, psiko-sosyal yönden destekleyici danışmanlık uygulamaları yapılmalıdır.

 

 

Kaynakça

Canel, A. N. (2012). Evlilik ve Aile Hayatı . İstanbul: Nakış Ofset.

Gülçiçek, D. (2019). Eş Seçimi ve Evlilik. Tavsiye Ediyorum.

Yıldırım, İ. (2007). Üniversite Öğrencilerinin Eş Seçme Kriterleri. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(27), 15-30.