Çocuğun Kişilik Gelişiminde Anne-Babanın Etkisi

Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi

ÖZET

Her çocuk kendine özgü kişilik özellikleriyle dünyaya gelir. Ancak yaşadığı çevrenin tutumlarından etkilenerek kişiliği o yönde gelişmeye başlar. Toplumun temel taşı olan aile, toplumsal sorunların hem kaynağı hem de çözümleyicisidir. Anne-baba, tutumlarıyla çocuğun yaşamına yön verir.

Araştırmanın amacı gençlerin kendi kendine yönetebilen, sorumluluklarının bilincinde, kendine güvenen kişilik yapısı ya da tam tersi olarak kendine güveni olmayan, pasif, sorumluklarında yetersiz bir kişilik yapısı gelişmesinde ailenin rol ve tutumlarının bireyi etkileyebileceğini ortaya koyarak tespit etmektir.

Anahtar Kelimeler: Kişilik, Anne-Baba Tutumları

GİRİŞ

Kişilik; bir insanın ilgi duyduğu alanlarını, kabiliyetlerini, sesi ve konuşma tarzını, davranışlarını, dış görünüşünü ve çevresine karşı uyum tarzını oluşturur. Bireyi diğer insanlardan ayıran, onu özel yapan tüm bu hususları kapsar. Kişilik hem doğuştan gelen biyolojik özelliklerin hem de çevrenin bir ürünü olarak tanımlanabilir. Bir bebek doğduğunda fiziksel ve psikolojik olarak yaşam sürecini başlatır. Fiziksel doğum zaman içerisinde daha kısa bir sürede yayılım gösterirken, psikolojik doğum yaşam boyu devamlılık gösterir. Çocuğun kişilik gelişimi doğumla beraber başlar ve 6 yaşlarına geldiğinde büyük ölçüde tamamlanır. Bir bebekte kişilik gelişmesi; cinsiyeti kız ya da erkek fark etmeksizin, 0-3 yaş arası anneden psikolojik doğumunu sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmesi ile sağlanır. Çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminde anne babanın rolü büyüktür. Çocuğun ilk ve temel eğitim kurumu ailedir. Çocuğun doğduğu günden bugüne kişiliği önce ailesi, sonra okul ve çevresindeki bireyler tarafından şekillendirilmektedir. Kişilik gelişimi insan hayatı boyunca sürse de temelinin çocukluk döneminde atıldığı gerçeğini doğrular.

Ailede anne-babanın çocuğa karşı tutumu çocuğun kişiliğini şekillendirmede önemli bir rolü vardır. Ayrıca çocuğun kişilik gelişimi toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterir. Çocuğun kişiliği, ebeveynlerini gözlemleyerek, onları model alarak ve taklit ederek gelişir.

Anne-babanın çocuğa karşı tutumları demokratik, otoriter, aşırı koruyucu ve ilgisiz olmak üzere dört başlıkta toplanır.

  1. Demokratik Anne-Baba Tutumu

Anne-baba tutumları arasında en ideal olanıdır. Bu tutumun en önem verdiği nokta sevgi ve disiplindir. Demokratik tutumuna sahip birey çocuklarının fikirlerine önem verir, farklı yönlerden gelişmelerini sağlar. Demokratik ebeveyn tutumuna sahip bireyler tarafından yetiştirilen çocuklar kendine ve çevresine saygılı, sınırlarını bilen, üretici, her türlü fikre saygı duyan, kendi fikirlerini rahatlıkla ifade edebilen, kişilik ve davranışları yönünden dengeli, sorumluluk bilinci gelişmiş, hoşgörülü, iş birliğine hazır, sosyal ve duygusal açıdan da başarılı, mutlu bir birey olarak yetişir. Ayrıca anne-babanın kararlı ve tutarlı davranışı çocuğun çevresine ve kendisine güven duygusunu aşılar. Kendi haklarına verdiği önemi başkalarının haklarına da verir ve savunur.

  1. Otoriter Anne-Baba Tutumu

Çocuğu sürekli takip ve kontrol eden, kurallara çok bağlı olan anne-baba tutumudur. Çocuk bu tutumda sürekli baskı halindedir. Otoriter ve baskıcı anne-baba disiplinlin yönetiminde genellikle cezaya yöneliktir. Otoriter tutumda çocuğun duygu ve düşüncelerine saygı duyulmaz. Aile içi ilişkiler genellikle gergindir. Çocuk ebeveynlerinden çekinir. Çocuk yaptığı her davranışta hata yapma korkusu vardır. Aynı zamanda hata yapan diğer insanlara karşı da affedici ve anlayışlı olmazlar.

Anne-babanın cezacı tutumundan, güçlü kişinin güçsüzü ezebileceğini öğrenerek; saldırgan ve kurallara uymayan bir kişilik geliştirebilirler. Vicdan gelişimleri olumsuz yöndedir. Çocuğun kendine güven duygusu zedelenmekte olup anne-babasının otoritesine bağımlılık göstererek içe kapanık ve çekingen bir birey olarak yetişmektedir.

  1. Aşırı Koruyucu Anne-Baba Tutumu

Anne-baba çocuğa sürekli müdahalede bulunur. Bu tutumda çocuğa karşı aşırı sevgi ve verici olma ön plandadır. Çocuk anne-babası tarafından sürekli engellenir. Çocuğun kendisini tanımasına fırsat verilmez ve her şeyi anne-baba yapar. Bu tutulumla yetiştirilen çocuklar genellikle girişim yeteneğinden yoksun, içine kapanık, sorumluluk almaktan kaçınan, kurallara bağlı bağımlı bir kişilik geliştirir. Dış otoriterde denetim oldukça fazladır.  Kendi kendine karar vermede güçlük yaşarlar. Ebeveyn tarafından gerçekleştirilen bu tutum, bireyin bağımsızlığını ve birey olmasını zedeler.  Problem çözme becerileri oldukça düşük seviyededir.

 Genellikle bu tutumla yetişen çocuklar bir topluma dahil olmaktan ve kendilerini topluma kabul ettirmekte güçlük çeker. Sosyal becerileri zayıftır.

  1. İlgisiz Anne-Baba Tutumu

Bu tutumda anne-baba çocuğun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamada duyarsız, sevgi ve şefkati yetersiz, kontrolü zayıf anne-baba tutumudur. Bu tür ailelerde genellikle disiplin oldukça zayıftır. Çocukları yönlendirme ve kontrol etme kesinlikle yoktur. Çocuklar kendi hallerine bırakılmıştır ve davranışları sınırlandırılmaz. Çocuk anne-baba sevgisinden mahrumdur. Çocuk ile anne-baba arasında iletişim kopukluğu mevcuttur.

Ayrıca bu tutumla yetiştirilen çocuklar kendine güveni olmayan ve olumsuz bir benlik kaygısına eğilim gösterir. Bu tutumla büyüyen çocuklar yaşamları boyunca ilgiden mahrum kaldıklarından dolayı dikkat çekmek için çevreye zarar verebilirler. Anne-babasıyla kuramadığı sözlü iletişimden dolayı, dil-bilişsel gelişiminde gerilik, geç konuşma ya da konuşma bozuklukları meydana gelebilir. Gelecek kaygıdan ziyade anlık doyum içindedirler.

SONUÇ ve DEĞERLENDİRME

Aile ve çevre koşullarının bireyin zihinsel güçlerinin gelişiminde büyük bir rolü vardır. Bireyin öğrenme ortamını ilk olarak aile oluşturur. Daha sonraki bütün faaliyetleri belirleyen, aile ile olan ilk ilişkiler, yaşamı boyunca kurulacak insan davranışlarının temelini oluşturur.

Anne-baba tutumları çocuğun gelişen kişiliği üzerinde önemli ölçüde etkisi vardır. Çocuğu etkileyen bu tutumlar olumlu ya da olumsuz oluşu, ailenin davranışlarına bağlıdır. Anne-babanın otoriter tutumu çocuğu bağımsızlıktan yoksun bir birey olarak yetişmesine neden olur. En ideal olan demokratik tutum çocuğun kendi başına karar verme yetisine ve sorumluluk alma bilincini kazandırır. İlgisiz tutum ise çocuğu boşlukta bırakıp ilgilenmemektir.

Aile çocuklarının farkındalıklarının farkında olarak uyum içinde, aynı zamanda bireyin kararlarına saygı duyarak uzlaşmaları gerekir. Aile içi ilişkilerinde problem çözme yetileri geliştirerek daha sağlıklı, olumlu anne-baba ve çocuk ilişkisi kurulabilir. Anne-babalar çocuklarıyla bağımlı ilişki kurma, kendi organı gibi davranma duygusuyla yön vermek yerine çocuğun artık bir birey olduğunu hissettirmeli, yaşına uygun sorumluluk alması sağlanmalı ve aileden bağımsız hareket edebilmesi desteklenmelidir. Çocukta sorumluluk bilinci geliştikçe kendi ayakları üzerinde durarak hayatına yön verecektir. Bağımsızlığını ilan eden çocuk kişiliğini oluşturacak ve kendini tanıma fırsatı bulacaktır.

Kaynakça

Çankırılı, A. (2013). Çocuğun Manevi Eğitimi. İstanbul: Zafer Yayınları.

Çiftçi, O. (1991). Çocuğun Sosyalleşmesinde Ailenin Rolü. Aile ve Toplum

Kaya, M. (1997). Ailede Anne-Baba Tutumlarının Çocuğun Kişilik ve Benlik Gelişimindeki Rolü. On Dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Yaprak, B. (1993). Kişilik Gelişiminde Ailesel Faktörlerin Etkisine İlişkin Bir Araştırma. Kişilik Gelişimi ve Aile.