Otizmli Bireye ve Ailesine Yönelik Terapi Yöntemleri

Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi

Otizm spektrum bozukluğu farklı durumlara ve gelişimsel nedenlere bağlı olarak, 3 yaş öncesindeki çocuklarda kendini göstermeye başlar. Sözel ve sözel olmayan iletişim, sembolik etkinlik, oyun ve sosyal ilişki alanlarında bozukluk ve stereotipi (kendini yineleyen hareket, duruş ya da ifade biçimi) ile karakterize olan bir bozukluktur. Otizm, bebeklikten itibaren karşısındakinin yüzüne bakma, ortak dikkat ve işaret etme davranışlarındaki yetersizlik ve isteksizlikle kendini belli eden, ilerleyen dönemlerde de insanlarla ilişki kurmakta güçlük çekme, aynılığı koruma isteği, tekrarlayıcı davranışlar ile tekrarlayıcı konuşma ve sembolik oyun davranışlarındaki ciddi yetersizliklerin görüldüğü bir iletişim problemidir. Yani kısaca otizm, bireyin sosyal çevreden koparak içine dönmesidir. Diğer insanlarla etkileşimi onlar gibi devam ettirememesidir.

Otizmli bireylerin temel özellikleri;

  • Toplumsal etkileşim ve iletişim kopukluğu,
  • Göz kontağının yeterli sürede ve kalitede kurulamaması
  • Yüz ifadesi, jest ve mimikleri kullanamama,
  • Oyun kurup oynamama,
  • İsmine tepki vermeme,
  • Taklit yetisinde bozukluk,
  • Rutinde ısrarcılık,
  • Oyuncaklarla tekdüze oynama. 

Otizm Ne Zaman Fark Edilebilir?

Otizm, yaşamın erken dönemlerinde ortaya çıkabilmektedir. Göz kontağının olmayışı veya nadir bulunması, seslenme ve gülümsemelere tepkinin az olması, ismi seslenince fark etmemesi, temastan hoşlanmaması, kucağa alınma beklentisinin olmayışı, bireyle ilgilenen kişinin sesine sesli yanıt vermeyişi gibi belirtilerin ardından yaşamın ilk bir yılında otizmden şüphelenmek mümkündür. Otizmin belirtileri tipik olarak yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkar. Erken tanı için erken ipuçlarını bilmek ve gözlemlemek oldukça önemlidir.

Otizm Bozukluğunun Tedavisi Var mıdır?

Otizmin kesin bir tedavisi yoktur. Erken tanı ile erken eğitim ile birçok uyum becerisi kazandırılabilir. Otizm spektrum bozukluklarının temel belirtileri için geliştirilmiş bir ilaç tedavisi de yoktur. Fakat devam eden davranış sorunları için ilaç kullanımına sıklıkla rastlanmaktadır. İlaç tedavisiyle birlikte davranış sorunları azaltılarak öğrenmeye ve eğitim sürecine uyum sağlanmaktadır.

Otizmli Bireye Yönelik Terapi Yöntemleri

  • Duyusal Bütünleştirme Terapisi: Otizmli çocuklarda duyu organlarının sağladığı bilgileri algılama, işleme ve anlamlandırma yeteneğinde bazı problemler vardır. Bu yüzden, bu sorunları ortadan kaldırarak ve duyusal bütünleştirme yeteneğini geliştirerek zihinsel işlevleri artırıp, davranış sorunlarını azaltmayı amaçlar. Genellikle uğraşı terapistleri tarafından yürütülen duyusal bütünleştirme etkinlikleri arasında; vücudu fırçalamak, dizleri ve dirsekleri sıkıştırmak, hamakta sallanmak vb. sayılabilir. Bir de duyu diyeti adı verilen uygulamalar da vardır. Duyu diyetine örnek olarak vücut çorabı ya da ağırlıklı yelek giymek verilebilir.
  • İşitsel Bütünleştirme Terapisi: İşitsel bütünleştirme terapisinin başında çocuğun hangi frekanslara karşı aşırı hassas olduğu belirlenir ve terapi seanslarında bu frekanslardan arındırılmış olan müzikler çocuğa kulaklıklardan dinletilir. Bu yöntemin bazı seslere ilişkin aşırı hassasiyeti ve davranış sorunlarını azalttığı yönünde araştırmalar olduğu gibi, işe yaramadığı ya da davranış sorunlarını arttırdığı yönünde de araştırmalar vardır.
  • Müzik Terapisi: Müzik terapisi birlikte şarkı söyleme, enstrüman çalma ve müziğe dansla eşlik etme etkinlikleri aracılığıyla sertifikalı terapistler tarafından uygulanan terapi yöntemidir. Duyusal bağ kurma, sözel ve bedensel dilin kullanımını artırma, davranış sorunlarını azaltma ve başarı duygusunu yaşatma müzik terapisinin yararlarındandır.
  • Sanat Terapisi: Sanat terapisinde; resim, seramik, heykel vb. plastik sanatların kişinin kendini ifade etmesine yardımcı olarak bireyin duygusal olarak rahatlamasını sağlaması hedeflenir. Diğer bir deyişle, sanat terapisi, bireyin başka yollarla ifade edemediği duygu ve düşüncelerinin sanatsal etkinliklerle açığa çıkmasını sağlamaya çalışır. Sanatın, bireyi cesaretlendirerek, onu isteklendirerek iletişim yolunu açacağı umut edilir.
  • Drama Terapisi: Drama terapisinde hedef, sahne sanatlarında yer alan rol oynama, öykü anlatma vb. faaliyetleri kullanarak bireylerin duygusal gelişimlerine ve kendilerini ifade etmelerine yardımcı olmaktır. Drama terapisi sırasında uygun olmayan davranışlar da çeşitli kreatif hareketlere dönüştürülmeye çalışılır. Bazı oyun yöntemleriyle nesneleri araç olarak kullanarak bireylerle ilişki kurmayı geliştirilmeye çalışılır.
  • Evcil Hayvanlarla Terapi: Otizmli bireylerin tedavisinde hayvan-çocuk etkileşimi kurularak, çocukta duyusal açıdan gelişme sağlamayı amaçlayan terapilerdir. Ata binme, yunuslarla terapi gibi uygulama türleri vardır. Bu terapilerle genellikle otizmli bireylerin kaygı ve stres düzeylerinin azaltılmasında önemli ölçüde etkileri vardır.
  • Ergoterapi: Öncelikli amaç kişinin yaşam kalitesini arttırarak toplumsal hayata katılımını sağlamaktır. Zihinsel, fiziksel, duyusal, görsel, sosyal, çevresel, duygusal alanlarda zorluk çeken, özel tedaviye ihtiyaç duyan, dil gelişiminde yaşanan sorun nedeniyle konuşmakta zorluk çeken, davranışsal anlamda problem yaşadığı için uyum sağlamada engellerle karşılaşan kişilere uygulanır. Ergoterapi her yaş grubundaki kişiye uygulanabilir. Ergoterapinin temel amacı kişilerin günlük yaşam aktivitelerine katılımını sağlamaktır.

Aileye Yönelik Terapi Yöntemleri

Ailelerin çocuklarına iyi bir eğitim verebilmeleri ve çocuğun refah seviyesini artırmaları için çocuklarının engeli hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Engelli çocukların özelliklerinin iyi bilindiği ve kabul edildiği bir ev ortamında ilişkiler daha sağlıklı ve çocuğun gelişimine yönelik olacaktır.

Aile Danışmanlığı: Danışma, bu alanda bilgili ve tecrübeli bir uzmanla engelli çocuğun ebeveynleri arasında yer alan, anne babanın problemlerini çözmek için gerekli tutum ve becerileri geliştirmeleri alanında odaklaşan bir öğrenme sürecidir. Danışma sürecinde ebeveynlere ifade etmekten kaçındıkları öfke, suçluluk gibi duygularını özgürce ifade edebilmeleri için imkân verilir. Ailelere, kendileri ve çocukları için gerçekçi planlar yapabilmeleri konusunda fikir verilir. Anne babaların kendi becerilerine inanmaya başlamalarına ve sosyal çevre ile daha fazla iletişime girmelerine yardımcı olur.

  • Bilgi Verici Danışmanlık: Belli bir engel hakkında, ne olduğu, nedenleri, özellikleri, gelişim alanları, bireyin gereksinimleri hakkında aileye bilgi verilir. Bu aşamada ailelerin çeşitli duygu ve tepkilerini yaşamalarına olanak sağlanır. Bilgi verici danışmanlığın bir grup ortamı içinde yapılması, ailelerin birbirleriyle ve danışmanla karşılıklı bilgi, duygu, düşünce ve deneyim iş birliğini yapmalarını ve sorular sormalarına imkân sağlar.
  • Psikoterapi: Psikoterapi yoluyla, duygusal güçlüklere bağlı olarak ailenin yaşadıkları çatışmaları anlamalarına ve çözümlemelerine yardım edilir.
  • Anne-Baba Eğitimi (Aile-Uzman İş Birliği): Anne babanın çocuklarıyla iletişimlerinde etkili olmalarını sağlayan teknikleri ve becerileri öğrenmeleri sağlanır. Her üç yaklaşım birbirini tamamlayan tren vagonu gibidir. Ailenin var olan durumuna, sorunlarına ve gereksinimlerine bağlı olarak bu yardım yöntemlerinden birisine veya hepsine başvurulabilir.

Aile danışmanlığı ve aile rehberliği sonucunda hedeflenen nokta, ailenin çocuğun engelini kabul etmiş olması, eğitimsel ve sosyal açıdan çocuğuna nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmesi ve ilgili olması ve okul ile iş birliği içinde çalışmayı kabul etmesidir.